Her seferinde canımın acımasının biraz daha azalacagını düsünürdüm hep.
Ama azalmıyor ; yıllar geçtikçe daha da çogalıyor can acısı.
Gençlik yillarinda böyle durumlarda baska seyler düsünmeye calisirdim. Hatta hatirliyorum, ilk sevdigimden ayrildigimda daha dogrusu terk edildigimde çok canim yaniyordu. Kendimi avutmak için bir yol bulmustum; takvim yapraklariyla oynuyordum.Her gün büyük bir özenle kopariyordum sayfalari, "ooh bir gün daha eksildi " diye. Her gün " bugün bir dakika daha uzadi, daha geç karanlik olacak " diye ve her geçen gün canimin acisi daha çok azalacak diye !
Ama bugün fark ettim ki herkesin çok sasirdigi bir sürü gereksiz bilgiyi o zamanlar ögrenmisim.Takvim yapraklari ne kadar çok sey ögretirmis megerse bana isterseniz size Kirlangiç Firtinasi'nin ne zaman oldugunu söyleyebilirim ya da cemrelerin ne zaman düstügünü...
Gençlik yillarinda böyle durumlarda baska seyler düsünmeye calisirdim. Hatta hatirliyorum, ilk sevdigimden ayrildigimda daha dogrusu terk edildigimde çok canim yaniyordu. Kendimi avutmak için bir yol bulmustum; takvim yapraklariyla oynuyordum.Her gün büyük bir özenle kopariyordum sayfalari, "ooh bir gün daha eksildi " diye. Her gün " bugün bir dakika daha uzadi, daha geç karanlik olacak " diye ve her geçen gün canimin acisi daha çok azalacak diye !
Ama bugün fark ettim ki herkesin çok sasirdigi bir sürü gereksiz bilgiyi o zamanlar ögrenmisim.Takvim yapraklari ne kadar çok sey ögretirmis megerse bana isterseniz size Kirlangiç Firtinasi'nin ne zaman oldugunu söyleyebilirim ya da cemrelerin ne zaman düstügünü...
Hatta zeytinyagli biber dolmasi tarif edebilirim.
Öyle hafifletmistim canimin acisini o zamanlar.
Öyle hafifletmistim canimin acisini o zamanlar.
Ne iyi etmisim de asik olmustum.
Sonra ikinci sevgilimden ayrilmistim.Daha dogrusu yine terk edilmistim... Baska vücutlar istemisti cani. Çok canim yaniyordu. Kendimi avutmak için yine bir oyun bulmustum, yazarlarin kronolojik sirayla kitaplarini okuyordum. Artik onu telefonla
aramamam için kendimle mücadele etmem gerekmiyordu.
O zamanlar anlamistim insanin kendisiyle mücadelesinin ne kadar yorucu oldugunu !
Mesela onunla nasil bir yerde karsilasirim diye planlar yapmam gerekmiyordu.
O zamanlar anlamistim insanin kendisiyle oynadigi oyunlarin ne kadar yorucu oldugunu. Ya da telefon 10 dakika içinde çalarsa beni arayan O 'dur diye bitmek tükenmek bilmeyen on dakikalar beklemem gerekmiyordu. Aslinda o zamanlar anlamistim on dakikanin bazen bir asir oldugunu. Yoldan geçen 3. araba kirmizi olursa tekrar barisacagiz diye dilekler tutmam gerekmiyordu...
O zamanlar fark etmistim trafikte ne kadar az kirmizi araba oldugunu ! Ama bugün fark ettim ki, bugün çok az kisinin bildigi ve okudugu yerli roman ve hikaye yazarlariyla o zamanlarda tanismistim.Nihat Sirri Örik, Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ethem izzet Benice, Kemal Tahir, Pinar Kür, Vedat Türkali, Orhan Pamuk ve digerleriyle...
Ve simdi fark ediyorum ki , ne kadar çok sey ögrenmisim o romanlardan, hikayelerden, yazarlardan... Ne iyi etmisim de asik olmusum...
Sonra üçüncü sevgilimden ayrilmistim, dogrusu bu kez de
terk edilmistim. Baskasina asik olmustu. Yine canim çok yaniyordu.
Sonra ikinci sevgilimden ayrilmistim.Daha dogrusu yine terk edilmistim... Baska vücutlar istemisti cani. Çok canim yaniyordu. Kendimi avutmak için yine bir oyun bulmustum, yazarlarin kronolojik sirayla kitaplarini okuyordum. Artik onu telefonla
aramamam için kendimle mücadele etmem gerekmiyordu.
O zamanlar anlamistim insanin kendisiyle mücadelesinin ne kadar yorucu oldugunu !
Mesela onunla nasil bir yerde karsilasirim diye planlar yapmam gerekmiyordu.
O zamanlar anlamistim insanin kendisiyle oynadigi oyunlarin ne kadar yorucu oldugunu. Ya da telefon 10 dakika içinde çalarsa beni arayan O 'dur diye bitmek tükenmek bilmeyen on dakikalar beklemem gerekmiyordu. Aslinda o zamanlar anlamistim on dakikanin bazen bir asir oldugunu. Yoldan geçen 3. araba kirmizi olursa tekrar barisacagiz diye dilekler tutmam gerekmiyordu...
O zamanlar fark etmistim trafikte ne kadar az kirmizi araba oldugunu ! Ama bugün fark ettim ki, bugün çok az kisinin bildigi ve okudugu yerli roman ve hikaye yazarlariyla o zamanlarda tanismistim.Nihat Sirri Örik, Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ethem izzet Benice, Kemal Tahir, Pinar Kür, Vedat Türkali, Orhan Pamuk ve digerleriyle...
Ve simdi fark ediyorum ki , ne kadar çok sey ögrenmisim o romanlardan, hikayelerden, yazarlardan... Ne iyi etmisim de asik olmusum...
Sonra üçüncü sevgilimden ayrilmistim, dogrusu bu kez de
terk edilmistim. Baskasina asik olmustu. Yine canim çok yaniyordu.
Kendimi avutmak için bir oyun bulmustum, ask siirleri okuyordum, terk edilmek üzerine.
BASKALARININ da terk edildigini çok canlarının yandıgını
görmek ve anlamak acimi hafifletiyordu sanki. ilk ben degilim
terk edilen diye düsünüyordum.
O zaman ezberlemistim Atilla ilhan'dan " ben sana mecburum
bilemezsin, adini mih gibi aklimda tutuyorum " dizelerini, o
zaman ezberlemistim. Murathan Mungan'in " ölü bir yilan gibi yatiyordu
aramizda, kirli ve umutsuz geçmisim " misralarini ve Ahmed Arif 'ten
ve Kavafis 'ten ask dizelerini.simdi fark ediyorum ki ne çok sey
ögrenmisim o siirlerden. Ve ne iyi etmistim de ASIK olmusum...
Sonra uzunca bir dönem yeni bir aski yeni bir sevgiliyi
beklemeye basladim.Çok bekledim. Sabirla.
BASKALARININ da terk edildigini çok canlarının yandıgını
görmek ve anlamak acimi hafifletiyordu sanki. ilk ben degilim
terk edilen diye düsünüyordum.
O zaman ezberlemistim Atilla ilhan'dan " ben sana mecburum
bilemezsin, adini mih gibi aklimda tutuyorum " dizelerini, o
zaman ezberlemistim. Murathan Mungan'in " ölü bir yilan gibi yatiyordu
aramizda, kirli ve umutsuz geçmisim " misralarini ve Ahmed Arif 'ten
ve Kavafis 'ten ask dizelerini.simdi fark ediyorum ki ne çok sey
ögrenmisim o siirlerden. Ve ne iyi etmistim de ASIK olmusum...
Sonra uzunca bir dönem yeni bir aski yeni bir sevgiliyi
beklemeye basladim.Çok bekledim. Sabirla.
Biliyordum gelecekti bir gün.
Bu bekleme döneminde de bir oyun bulmustum kendime.
Ne kadar tiyatro oyunu varsa gidiyordum kudurmus gibi! Ne
kadar film varsa onlar, seyrediyordum hiç kaçirmadan. iste o
zamanlar ögrendim benden baska bir sürü ask bekleyen insan oldugunu. Ve o
zaman ögrendim beklemenin de bazen bir keyif oldugunu ve insana çok sey ögrettigini...
Bu bekleme döneminde de bir oyun bulmustum kendime.
Ne kadar tiyatro oyunu varsa gidiyordum kudurmus gibi! Ne
kadar film varsa onlar, seyrediyordum hiç kaçirmadan. iste o
zamanlar ögrendim benden baska bir sürü ask bekleyen insan oldugunu. Ve o
zaman ögrendim beklemenin de bazen bir keyif oldugunu ve insana çok sey ögrettigini...
Ne iyi etmisim de beklemisim aski...
Hep bana soruyorlar nereden biliyorsun bu kadar çok seyi
diye, dilimin ucuna kadar geliyor, söylemek istiyorum "ASK YÜZÜNDEN"
diye ama gülerler anlamazlar diye söylemiyorum, vazgeçiyorum.Yillar
geçtikçe azalacak sanirdim canimin acisi ama azalmiyor. Ne kadar
çok sey ögretmis ask bana.Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek.
Ya da hani derler ya; okumus ama adam olamamis diye,
sanirim okuyup da adam olamayanlar; asktan canlari yanmamis
olanlar, aski tanimayanlar, bilmeyenler...
SIMDI.....yine canim yaniyor.Ama biliyorum bu duyguyu.
Geçecek !
Fakat simdi, hemen yeni bir oyun bulmaliyim kendime.
Ey ask hadi ögret bana bilmediklerimi, eksik kalanlari...
Hep bana soruyorlar nereden biliyorsun bu kadar çok seyi
diye, dilimin ucuna kadar geliyor, söylemek istiyorum "ASK YÜZÜNDEN"
diye ama gülerler anlamazlar diye söylemiyorum, vazgeçiyorum.Yillar
geçtikçe azalacak sanirdim canimin acisi ama azalmiyor. Ne kadar
çok sey ögretmis ask bana.Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek.
Ya da hani derler ya; okumus ama adam olamamis diye,
sanirim okuyup da adam olamayanlar; asktan canlari yanmamis
olanlar, aski tanimayanlar, bilmeyenler...
SIMDI.....yine canim yaniyor.Ama biliyorum bu duyguyu.
Geçecek !
Fakat simdi, hemen yeni bir oyun bulmaliyim kendime.
Ey ask hadi ögret bana bilmediklerimi, eksik kalanlari...
Armagan Çaglayan