setap haklı antifriz yazkış lazım 5 dakkada bomesini olcturelım olsun bıtsın
çok dandik antıfrizlerde şeker var haberımız olun hortumları çatlatıyor
çok dandik antıfrizlerde şeker var haberımız olun hortumları çatlatıyor
Kış Geliyor!!
- Konuyu başlatan M.YILDIZ
- Başlangıç tarihi
carpex marka antifiriz nasıldır. Geçen marketten alışveriş yaparken gördüm aldım 3 litre. Bugün yarın koyduracağım. Eğer dandik ise geri verip başka marka alayım. Birde bu cam buğulanma koruyucusu aldım aynı markanın. İşe yarar mı?
buhu önleyici bi ise yaramıor hacı bende aldıydım bi fayda görmedim
M
mdellal
Bilgi Girilmemiş
setapxxx' Alıntı:
carpex iyidir abicim ben kullandım ama cilasını pek onermiyorum
- Konuyu başlatan
- #16
abi antıfırız gerekmezmı hiç yarebbım sabır ver castrol olur aslında kırmızı antıfırız konması gerek mumkunse kırmızı koydurun
castrol olur aslında kırmızı antıfırız konması gerek mumkunse kırmızı koydurun
alıntıdır:
Kışa girmeden önce aracınıza yapılan bakım ve kontroller ile sürüş güvenliğinizi artırmanın yanı sıra, yakıt sarfiyatınızı da minimuma indirebilirsiniz.
Yaz şartlarının otomobile verdiği zararlar
RUTUBET: Denize yakın bölgelerde veya kırsal kesimlerde sabahın erken saatlerinde kendini gösteren rutubet, otomobilin dış etkenler ile yüzyüze olan 'çıplak metal' parçalarını direkt olarak etkiler. En çok; fren diskleri, vida ve civatalar, kilit aksamları ve kapı menteşelerinde görülen pas ve korozyon, periyodik bakımlar sırasında bu parçaların temizlenmesi veya ilerleyen durumlarda parça değişimi ile önlenebilir. Bakımların ihmal edilmesi durumunda ise çürüme ve hareketli parçalarda derin çizikler kaçınılmazdır.
SICAK: Sıcak, otomobil çalışırken motor sıcaklığının yükselmesine ve aracın su kaynatmasına yol açabilir. Aşırı güneş altında kalan otomobillerin karşılaştığı sorunların başında; koltuklarda sararma, direksiyon simidinin kademeli olarak erimesi, elektronik aksamda problemler, boyanın ömrünün kısalması, cam fitillerinin standart şekillerinin bozulması gelir.
TOZ: Otomobilin uzun vadede en büyük düşmanlarından biridir. Otomobilin hareket esasından dolayı genel anlamda ön kısımda yoğunlaşan toz saldırıları, radyatör ve klima filtresi gibi hava sirkülasyonuna hayati ihtiyaç duyan parçaların en büyük düşmanı haline gelir. Tıkanan aksamlar ilk etapta otomobilin havaya ihtiyaç duyan tüm aksamlarında verim düşüklüğüne, ardından ise tamamen tıkanmaya yol açarak daha büyük hasarlara yol açar. En başta ortaya çıkacak problemler; hararet, klimanın sıfır verime düşmesi ve otomobilin içerisinde havanın kirlenmesidir. Bunun dışında bir diğer problem de motora temiz hava beslemesini sağlayan hava filtresinin tıkanması veya toz ve partikülerlerin motorun içine sızmaya başlamasıdır. Bunun sonucunda performans düşüklüğü ile başlayan sayısız problem görülür. Bu yüzden filtrenin düzenli temizliği ve periyodik olarak değişimine dikkat etmek gerekir.
Kışa Girmeden Önce Yapılması Gereken Bakımlar</U>
LASTİK: Kış aylarına girmeden önce mutlaka kış lastiklerinin otomobile takılması gerekir. Gelişmiş sırt ve diş yapıları sayesinde sert koşullara dayanıklı olan kış lastikleri aynı zamanda su (aquaplaning) ve buzda yüksek hareket kabiliyetine sahiptir.
Varolan lastikler için ise hava basıncı ve diş derinliği kontrolü yaptırılmalıdır. Lastik dişlerinin derinliği, ideal bir sürüş için en az 3 mm seviyesinde olmalıdır. Bu ölçü, lastiğin esas işlevini yerine getirebilmesi için hayati bir noktaya işaret eder. Lastik dişleri, yolda yağmur sularının boşaltılması ve aracın rahat ve sağlam yere basarak ilerleyebilmesini sağlar. Dolayısıyla kışa girmeden lastik diş derinliğinin ve fiziksel yapısının ölçülmesi çok önemlidir. Bu ölçümler ile birlikte lastiğinizin kış mevsiminde de hava basıncının düşürülmemesine dikkat etmelisiniz. Havası düşürülen lastiklerin tabanı içe katlanır ve otomobilin çekiş gücünü azaltır.
FREN: Hava şartlarının değişmesi ile otomobilin hakimiyeti ve dolayısıyla frenler önem kazanır. Bu nedenle fren balataları, diskler veya kampanalar ile fren kaliperleri en iyi şekilde ayarlanmalı, gerekiyorsa mutlaka değiştirilmelidir.
AKÜ: Akü kışın daha yoğun çalışır. Ancak; elektrik ve şarj sistemi bir bütündür ve akü problemleri sadece akünün ömrünün bitmesi, su seviyesinin düşmesi veya kanallarının hasar görmesi ile sınırlı değildir. Otomobilin genel elektrik aksamında; elektrodlarda ortaya çıkabilecek korozyon ve paslanmalar, re-şarj sisteminin zayıflaması veya muhtemel kısa devre problemleri ile de akü hasar görebilir. Akünün ve tüm elektrik problemlerinin rahat ölçümlenebilmesi ancak yetkili bir servisin gözetiminde gerçekleşebilir.
ANTİFİRİZ: Bilinenin aksine antifiriz sadece kışın motor suyuna eklenmemelidir. Genel sirkülasyonda ideal çalışma sistemini sağlamak için antifiriz yaz ve kış mevsimlerinde aynı seviyede ve miktarda otomobilde bulunmalıdır. Periyodik kontrollerde buna dikkat edilmesi gerekir. Radyatörde ve devir daim sisteminde ortaya çıkabilecek tüm tortu ve kirlenmelerin önüne geçmek amacıyla da bu kontrol esastır. Motor soğutma suyundaki antifiriz miktarı ideal olarak 1/3 olarak tespit edilmiştir.
HAVA FİLTRESİ: Hava filtreleri, motora gereken miktarda benzin-hava karışımının gönderilmesini sağlayan emme sisteminin birinci basamağını oluşturur. Kirlenen filtrenin tıkanması sebebiyle emilen havanın azalması performansı düşürür. Hava basıncı düşer ve yanma sağlıksız hale gelir. Sürücü alıştığı performansı almak amacıyla bilinçli veya bilinçsiz olarak daha fazla gaz pedalına basar. Dolayısıyla benzin tüketimi artar. Bu nedenle yeni de olsa yağlı tip olmayan hava filtrelerinizi basınçlı hava ile temizletmeniz gerekir.
KALORİFER SİSTEMİ: Kalorifer sistemi, direkt olarak hava sirkülasyonuna bağlı bir ısıtma sistemi olduğundan, zamanla kirlenmeye ve fiziksel olarak aşınmaya açık bir düzenektir. Hava kanallarının tıkanarak çalışmaması veya havayı yönlendiren küçük kapakçıkların bozulması gibi etkenler, kalorifer sisteminde aksamalara neden olabilir. Torpidoda yer alan kanallardan bazı küçük maddelerin (çekirdek, kağıt parçacıkları, toz ve iplik parçaları vs..) sisteme kaçması, kesin tıkanmalara yol açabilir. Otomatik sistemler dışında kalan tüm klasik sistemlerde zamanla aynı problemler görülür. Klimanın yaz ve kış dönemlerinde çalışma sistemi ve yoğunluğu değişkenlik gösterir. Yaz sezonunda çok daha yoğun partiküler akınına uğraması nedeniyle; klima kanallarının, ayrıca klima filtresi ile fanının, bunun yanında tabii ki klima gazının kış başlangıcında kontrol ettirilmesi gerekir.
V KAYIŞI: Eski tip otomobillerde radyatör pervanesini kayışlar hareket ettirir. Bu nedenle V kayışının işlevi son derece önemlidir. Her ne kadar yeni sistemlerde artık V kayışı büyük bir fiziksel değişim göstermiş olsa da halen üç noktadan bağlı bu sistemin kullanıldığı otomobiller kullanılıyor. Sadece yaz aylarında değil tüm dönemlerde V kayışının kontrolü çok önemli. Uzun dönemde esnekliğini kaybeden kayışın kopma ihtimali artar. Bu durumda motor tamamen iptal olma durumuna gelir. Sözgelimi; su pompası çalışmaz ve motor hararet yapmaya başlar. Alternatör çalışmayacağından akü biter. Havalandırma bağlantılı ise otomobilin bu fonksiyonu da durur. Böylece zincirleme bir hata ile otomobil çalışamaz hale gelir.
MOTOR YAĞI: Silindirler içerisinde yer alan pistonlar, egzantrik mili, krank yatağı gibi birçok düzenek motor yağı ile sürekli içli-dışlı çalışır. Yağın eksilmesi ile bu parçalar birbirine direkt olarak temas etmeye; sonrasında ise motor ısınmaya ve aşınmaya başlar. Bunun yanında eksilmese bile sürekli devir-daim olan yağ, zamanla kirlendiği için yenilenmesi gerekir. Partikülerler ve tozların yapışması ile yağ kalınlaşır ve kayganlığını kaybeder. Performansta düşüş başlar. Otomobilin markası ve motor modeline göre (benzinli, dizel, turbodizel, vs...) yağ değişim periyotları üretici firma tarafından kesin tarihler ile belirlenmiştir. Bu aralıklarda yağ değişiminin yapılması ve kullanım performansına göre düzenli olarak yağ seviyesi kontrolü yapılması; motorun ömrü ve parça sağlığı açısından son derece önemlidir.
Soğuk havalarda akışkanlığını kaybeden motor yağı motora ne şekilde zarar verir?
Motor yağının akıcılığı (viskozite), bir markanın en belirleyici özelliğidir. Gerekli yağlamanın yapılabilmesi, uygun yağın seçilebilmesi için viskozitenin bilinmesi gerekir. Viskozite, yağın kendi akışına karşı gösterdiği direncin bir ölçüsüdür. Bunun yanında akma noktası olarak bilinen özellik de yağın kendi ağırlığı ile akabildiği en düşük sıcaklıktır. Bunun mümkün olabildiğince düşük olması istenir. Soğuk havalarda akışkanlığını kaybedecek, düşük akma noktasına sahip olmayan bir yağ; ilk çalışma anında görevini daha çabuk yerine getiremeyeceğinden; ilk çalışma aşınmalarına yol açacak, enerji tasarrufu sağlama özelliğini yitirecek, pompayı zorlayacak ve araç sahibinin zamanını ve işçiliğini çalacaktır.
Motor yağı seçiminde bölgelere göre değişen iklim farklılıkları ne derece etkilidir?
Aracın çalışacağı iklim koşulları motor yağının viskozitesini doğrudan etkiler. Örneğin çok soğuk iklimlerde düşük viskoziteli yani daha akışkan (5W, 10W, 15W gibi) bir motor yağı seçilmelidir. Düşük viskozite ile ilk çalışmada pompa daha az zorlanarak daha fazla yağın motora gönderilmesi sağlanabilir. Bununla birlikte akü daha az zorlanır ve motor normal çalışma sıcaklığına daha çabuk ulaşarak yakıttan daha fazla verim alınır. Sonuçta yakıt tasarrufu sağlanır ve ilk çalışma aşınmalarının azaltılmasına katkıda bulunulur. Çok sıcak iklimlerde ise kış şartlarına göre daha kalın yani daha yüksek viskoziteli (40, 50, 60 gibi) yağ kullanılması daha kalın yağ filminin sağlanması açısından önerilmektedir.
Günümüzde araç üreticileri ürettikleri araçlarda her türlü iklim koşulu göz önüne alınarak dört mevsim yani çok dereceli multigrade (5W/40, 10W/40, 15W/40 gibi) yağlar önermektedirler.
YAĞ FİLTRESİ: Motor yağı kontrolü sırasında yağ filtresinin de kontrol edilmesi, mümkünse zaman aralığı çok açılmadan yenilenmesi tavsiye edilir. Yağ filtresi yağ içerisindeki partikülleri tutarak motora geri dönmesini engeller. Ancak filtreyi bir arı kovanına benzetirsek, nasıl petekler zamanla bal ile doluyorsa ve bir süre sonra bal dolarak gözenek kalmıyorsa filtrelerdeki gözenekler de katı partiküllerle bir süre sonra tamamen dolar. Bu sebeple bir süre sonra yağ filtresi yağı süzemez ve geldiği gibi kartere geri gönderir. Bu süre motorlu araç üreticisi tarafından kataloglarda belirtilmiştir. Bu durum yağ filtresinin yenisi ile değiştirilmesini gerektirir. Öte yandan yağ filtrelerinin içerisinde 0.3 litre ile 1,5 litre arasında yağ bulunmaktadır. Eğer yağ değişiminde filtre değiştirilmez ise yeni yağın içerisine yüksek sayılabilecek miktarda eski ve kirli yağ karışarak yeni yağın performansını daha başlangıçta bir miktar aşağıya çeker.
SİLECEK: Sileceklerin lastik ve kollarının sağlıklı çalışması, cam üzerinde zeminin tamamen temizlenmesi ve çiziklere yol açmaması açısından önemlidir. Sileceklerin maksimum ömrü 18 ay gibi bir ortalamayla sınırlandırılır fakat ideal anlamda her sene sileceklerin değiştirilmesi gerekir. Kışın sertleşen sileceklerin yazın aşırı güneşe maruz kaldığı düşünülecek olursa bu zaman dilimi son derece idealdir. Silecek kullanımında aşırı yağmur olmadığı sürece maksimum hızda sileceklerin çalıştırılmaması gerekir. Camın susuz temizlenmesi sileceklerin ömrünü kısaltır. Bu sebeple cam suyunun devamlı olarak maksimumda tutulmasına özen gösterilmelidir. Kışın buzlanmalarda önce camın ısıtılarak buzun eritilmesi, sonra sileceklerin çalıştırılması gerekir. Son olarak orjinal ölçülerde silecek kullanılmalı ve silecek kesinlikle cama sert şekilde bastırarak çalışmamalıdır. Silecek suyuna deterjan katılması, piyasada bulunan deterjanların kalıntı bırakması ve kanallarda tıkanmaya yol açabilme riski taşıması sebebiyle tavsiye edilmez. Bu anlamda otomobil silecek sistemleri için özel olarak üretilmiş, çözünürlük seviyesi çok yüksek deterjanlı suları kullanmak en iyi çözümdür.
Kışa girmeden önce aracınıza yapılan bakım ve kontroller ile sürüş güvenliğinizi artırmanın yanı sıra, yakıt sarfiyatınızı da minimuma indirebilirsiniz.
Yaz şartlarının otomobile verdiği zararlar
RUTUBET: Denize yakın bölgelerde veya kırsal kesimlerde sabahın erken saatlerinde kendini gösteren rutubet, otomobilin dış etkenler ile yüzyüze olan 'çıplak metal' parçalarını direkt olarak etkiler. En çok; fren diskleri, vida ve civatalar, kilit aksamları ve kapı menteşelerinde görülen pas ve korozyon, periyodik bakımlar sırasında bu parçaların temizlenmesi veya ilerleyen durumlarda parça değişimi ile önlenebilir. Bakımların ihmal edilmesi durumunda ise çürüme ve hareketli parçalarda derin çizikler kaçınılmazdır.
SICAK: Sıcak, otomobil çalışırken motor sıcaklığının yükselmesine ve aracın su kaynatmasına yol açabilir. Aşırı güneş altında kalan otomobillerin karşılaştığı sorunların başında; koltuklarda sararma, direksiyon simidinin kademeli olarak erimesi, elektronik aksamda problemler, boyanın ömrünün kısalması, cam fitillerinin standart şekillerinin bozulması gelir.
TOZ: Otomobilin uzun vadede en büyük düşmanlarından biridir. Otomobilin hareket esasından dolayı genel anlamda ön kısımda yoğunlaşan toz saldırıları, radyatör ve klima filtresi gibi hava sirkülasyonuna hayati ihtiyaç duyan parçaların en büyük düşmanı haline gelir. Tıkanan aksamlar ilk etapta otomobilin havaya ihtiyaç duyan tüm aksamlarında verim düşüklüğüne, ardından ise tamamen tıkanmaya yol açarak daha büyük hasarlara yol açar. En başta ortaya çıkacak problemler; hararet, klimanın sıfır verime düşmesi ve otomobilin içerisinde havanın kirlenmesidir. Bunun dışında bir diğer problem de motora temiz hava beslemesini sağlayan hava filtresinin tıkanması veya toz ve partikülerlerin motorun içine sızmaya başlamasıdır. Bunun sonucunda performans düşüklüğü ile başlayan sayısız problem görülür. Bu yüzden filtrenin düzenli temizliği ve periyodik olarak değişimine dikkat etmek gerekir.
Kışa Girmeden Önce Yapılması Gereken Bakımlar</U>
LASTİK: Kış aylarına girmeden önce mutlaka kış lastiklerinin otomobile takılması gerekir. Gelişmiş sırt ve diş yapıları sayesinde sert koşullara dayanıklı olan kış lastikleri aynı zamanda su (aquaplaning) ve buzda yüksek hareket kabiliyetine sahiptir.
Varolan lastikler için ise hava basıncı ve diş derinliği kontrolü yaptırılmalıdır. Lastik dişlerinin derinliği, ideal bir sürüş için en az 3 mm seviyesinde olmalıdır. Bu ölçü, lastiğin esas işlevini yerine getirebilmesi için hayati bir noktaya işaret eder. Lastik dişleri, yolda yağmur sularının boşaltılması ve aracın rahat ve sağlam yere basarak ilerleyebilmesini sağlar. Dolayısıyla kışa girmeden lastik diş derinliğinin ve fiziksel yapısının ölçülmesi çok önemlidir. Bu ölçümler ile birlikte lastiğinizin kış mevsiminde de hava basıncının düşürülmemesine dikkat etmelisiniz. Havası düşürülen lastiklerin tabanı içe katlanır ve otomobilin çekiş gücünü azaltır.
FREN: Hava şartlarının değişmesi ile otomobilin hakimiyeti ve dolayısıyla frenler önem kazanır. Bu nedenle fren balataları, diskler veya kampanalar ile fren kaliperleri en iyi şekilde ayarlanmalı, gerekiyorsa mutlaka değiştirilmelidir.
AKÜ: Akü kışın daha yoğun çalışır. Ancak; elektrik ve şarj sistemi bir bütündür ve akü problemleri sadece akünün ömrünün bitmesi, su seviyesinin düşmesi veya kanallarının hasar görmesi ile sınırlı değildir. Otomobilin genel elektrik aksamında; elektrodlarda ortaya çıkabilecek korozyon ve paslanmalar, re-şarj sisteminin zayıflaması veya muhtemel kısa devre problemleri ile de akü hasar görebilir. Akünün ve tüm elektrik problemlerinin rahat ölçümlenebilmesi ancak yetkili bir servisin gözetiminde gerçekleşebilir.
ANTİFİRİZ: Bilinenin aksine antifiriz sadece kışın motor suyuna eklenmemelidir. Genel sirkülasyonda ideal çalışma sistemini sağlamak için antifiriz yaz ve kış mevsimlerinde aynı seviyede ve miktarda otomobilde bulunmalıdır. Periyodik kontrollerde buna dikkat edilmesi gerekir. Radyatörde ve devir daim sisteminde ortaya çıkabilecek tüm tortu ve kirlenmelerin önüne geçmek amacıyla da bu kontrol esastır. Motor soğutma suyundaki antifiriz miktarı ideal olarak 1/3 olarak tespit edilmiştir.
HAVA FİLTRESİ: Hava filtreleri, motora gereken miktarda benzin-hava karışımının gönderilmesini sağlayan emme sisteminin birinci basamağını oluşturur. Kirlenen filtrenin tıkanması sebebiyle emilen havanın azalması performansı düşürür. Hava basıncı düşer ve yanma sağlıksız hale gelir. Sürücü alıştığı performansı almak amacıyla bilinçli veya bilinçsiz olarak daha fazla gaz pedalına basar. Dolayısıyla benzin tüketimi artar. Bu nedenle yeni de olsa yağlı tip olmayan hava filtrelerinizi basınçlı hava ile temizletmeniz gerekir.
KALORİFER SİSTEMİ: Kalorifer sistemi, direkt olarak hava sirkülasyonuna bağlı bir ısıtma sistemi olduğundan, zamanla kirlenmeye ve fiziksel olarak aşınmaya açık bir düzenektir. Hava kanallarının tıkanarak çalışmaması veya havayı yönlendiren küçük kapakçıkların bozulması gibi etkenler, kalorifer sisteminde aksamalara neden olabilir. Torpidoda yer alan kanallardan bazı küçük maddelerin (çekirdek, kağıt parçacıkları, toz ve iplik parçaları vs..) sisteme kaçması, kesin tıkanmalara yol açabilir. Otomatik sistemler dışında kalan tüm klasik sistemlerde zamanla aynı problemler görülür. Klimanın yaz ve kış dönemlerinde çalışma sistemi ve yoğunluğu değişkenlik gösterir. Yaz sezonunda çok daha yoğun partiküler akınına uğraması nedeniyle; klima kanallarının, ayrıca klima filtresi ile fanının, bunun yanında tabii ki klima gazının kış başlangıcında kontrol ettirilmesi gerekir.
V KAYIŞI: Eski tip otomobillerde radyatör pervanesini kayışlar hareket ettirir. Bu nedenle V kayışının işlevi son derece önemlidir. Her ne kadar yeni sistemlerde artık V kayışı büyük bir fiziksel değişim göstermiş olsa da halen üç noktadan bağlı bu sistemin kullanıldığı otomobiller kullanılıyor. Sadece yaz aylarında değil tüm dönemlerde V kayışının kontrolü çok önemli. Uzun dönemde esnekliğini kaybeden kayışın kopma ihtimali artar. Bu durumda motor tamamen iptal olma durumuna gelir. Sözgelimi; su pompası çalışmaz ve motor hararet yapmaya başlar. Alternatör çalışmayacağından akü biter. Havalandırma bağlantılı ise otomobilin bu fonksiyonu da durur. Böylece zincirleme bir hata ile otomobil çalışamaz hale gelir.
MOTOR YAĞI: Silindirler içerisinde yer alan pistonlar, egzantrik mili, krank yatağı gibi birçok düzenek motor yağı ile sürekli içli-dışlı çalışır. Yağın eksilmesi ile bu parçalar birbirine direkt olarak temas etmeye; sonrasında ise motor ısınmaya ve aşınmaya başlar. Bunun yanında eksilmese bile sürekli devir-daim olan yağ, zamanla kirlendiği için yenilenmesi gerekir. Partikülerler ve tozların yapışması ile yağ kalınlaşır ve kayganlığını kaybeder. Performansta düşüş başlar. Otomobilin markası ve motor modeline göre (benzinli, dizel, turbodizel, vs...) yağ değişim periyotları üretici firma tarafından kesin tarihler ile belirlenmiştir. Bu aralıklarda yağ değişiminin yapılması ve kullanım performansına göre düzenli olarak yağ seviyesi kontrolü yapılması; motorun ömrü ve parça sağlığı açısından son derece önemlidir.
Soğuk havalarda akışkanlığını kaybeden motor yağı motora ne şekilde zarar verir?
Motor yağının akıcılığı (viskozite), bir markanın en belirleyici özelliğidir. Gerekli yağlamanın yapılabilmesi, uygun yağın seçilebilmesi için viskozitenin bilinmesi gerekir. Viskozite, yağın kendi akışına karşı gösterdiği direncin bir ölçüsüdür. Bunun yanında akma noktası olarak bilinen özellik de yağın kendi ağırlığı ile akabildiği en düşük sıcaklıktır. Bunun mümkün olabildiğince düşük olması istenir. Soğuk havalarda akışkanlığını kaybedecek, düşük akma noktasına sahip olmayan bir yağ; ilk çalışma anında görevini daha çabuk yerine getiremeyeceğinden; ilk çalışma aşınmalarına yol açacak, enerji tasarrufu sağlama özelliğini yitirecek, pompayı zorlayacak ve araç sahibinin zamanını ve işçiliğini çalacaktır.
Motor yağı seçiminde bölgelere göre değişen iklim farklılıkları ne derece etkilidir?
Aracın çalışacağı iklim koşulları motor yağının viskozitesini doğrudan etkiler. Örneğin çok soğuk iklimlerde düşük viskoziteli yani daha akışkan (5W, 10W, 15W gibi) bir motor yağı seçilmelidir. Düşük viskozite ile ilk çalışmada pompa daha az zorlanarak daha fazla yağın motora gönderilmesi sağlanabilir. Bununla birlikte akü daha az zorlanır ve motor normal çalışma sıcaklığına daha çabuk ulaşarak yakıttan daha fazla verim alınır. Sonuçta yakıt tasarrufu sağlanır ve ilk çalışma aşınmalarının azaltılmasına katkıda bulunulur. Çok sıcak iklimlerde ise kış şartlarına göre daha kalın yani daha yüksek viskoziteli (40, 50, 60 gibi) yağ kullanılması daha kalın yağ filminin sağlanması açısından önerilmektedir.
Günümüzde araç üreticileri ürettikleri araçlarda her türlü iklim koşulu göz önüne alınarak dört mevsim yani çok dereceli multigrade (5W/40, 10W/40, 15W/40 gibi) yağlar önermektedirler.
YAĞ FİLTRESİ: Motor yağı kontrolü sırasında yağ filtresinin de kontrol edilmesi, mümkünse zaman aralığı çok açılmadan yenilenmesi tavsiye edilir. Yağ filtresi yağ içerisindeki partikülleri tutarak motora geri dönmesini engeller. Ancak filtreyi bir arı kovanına benzetirsek, nasıl petekler zamanla bal ile doluyorsa ve bir süre sonra bal dolarak gözenek kalmıyorsa filtrelerdeki gözenekler de katı partiküllerle bir süre sonra tamamen dolar. Bu sebeple bir süre sonra yağ filtresi yağı süzemez ve geldiği gibi kartere geri gönderir. Bu süre motorlu araç üreticisi tarafından kataloglarda belirtilmiştir. Bu durum yağ filtresinin yenisi ile değiştirilmesini gerektirir. Öte yandan yağ filtrelerinin içerisinde 0.3 litre ile 1,5 litre arasında yağ bulunmaktadır. Eğer yağ değişiminde filtre değiştirilmez ise yeni yağın içerisine yüksek sayılabilecek miktarda eski ve kirli yağ karışarak yeni yağın performansını daha başlangıçta bir miktar aşağıya çeker.
SİLECEK: Sileceklerin lastik ve kollarının sağlıklı çalışması, cam üzerinde zeminin tamamen temizlenmesi ve çiziklere yol açmaması açısından önemlidir. Sileceklerin maksimum ömrü 18 ay gibi bir ortalamayla sınırlandırılır fakat ideal anlamda her sene sileceklerin değiştirilmesi gerekir. Kışın sertleşen sileceklerin yazın aşırı güneşe maruz kaldığı düşünülecek olursa bu zaman dilimi son derece idealdir. Silecek kullanımında aşırı yağmur olmadığı sürece maksimum hızda sileceklerin çalıştırılmaması gerekir. Camın susuz temizlenmesi sileceklerin ömrünü kısaltır. Bu sebeple cam suyunun devamlı olarak maksimumda tutulmasına özen gösterilmelidir. Kışın buzlanmalarda önce camın ısıtılarak buzun eritilmesi, sonra sileceklerin çalıştırılması gerekir. Son olarak orjinal ölçülerde silecek kullanılmalı ve silecek kesinlikle cama sert şekilde bastırarak çalışmamalıdır. Silecek suyuna deterjan katılması, piyasada bulunan deterjanların kalıntı bırakması ve kanallarda tıkanmaya yol açabilme riski taşıması sebebiyle tavsiye edilmez. Bu anlamda otomobil silecek sistemleri için özel olarak üretilmiş, çözünürlük seviyesi çok yüksek deterjanlı suları kullanmak en iyi çözümdür.
bilgileriniz icin sagulun
Teşekkürler by_corsa. Hepimize kazasız belasız sürüşler.
slm arkadaslar kış geliyor aracımız kışa hazırmı? aracımızı servıze göturdukmu?
mutlaka göturun kendı yapacagızın bakım yeterlı gelmez özellıkle opellerın nerdeyse hepsı önden cekişli kısın akıs köruklerını buz yırtacaktır yıpranmıssa kıs gelmeden degısmesı cebınız ıcın daha ıyı olacaktır akıs almaktan ıyıdır.
kar tipi lastıklerımız hazırmı? mumkunse 4 tane takalım performansı sızde farkedeceksınız 4 kar tipi mukemmel fren demek!...
motor a koyacamız antıfırızler markalı olsun ucuz yapma antıfırızlerden kacının motoru curutuyor.. cam sularımızıda kalıtelı markalardan koyalım tıkanma ve donma yapıyor bıdon delınıyor...
ha bu arada bakalım sıcaklıklar - 0 ın altına dusunce sıralı sıstemler ne kadar yakacak
Musa bey önerileriniz ve bilgiler için teşekkürler. Kaliteli antifiriz ve kaliteli cam suyu diye belirtmişsiniz marka verirseniz daha makbule geçer. Hangi marka antifiriz ve cam suyu kullanalım?