Opel

DarkMagic

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Şub 2010
Mesajlar
3,625
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Becerikli demirci ‘Adam Opel’
Adam Opel, Ruesselsheim’li bir demircinin oğludur, gençlik yıllarında Paris’te dikiş makinesi üreten bir fabrikada kalfalık yapar. işi kısa sürede kapar, Almanya’ya dönüp aynı tezgâhı kurar. 1862 yılından itibaren evlerde, terzilerde Opel marka dikiş makineleri tıkırdamaya başlar.
1868’de bir han sahibinin kızıyla (Sophie Schneller) evlenir. Carl, Wilhelm, Heinrich, Fritz ve Ludwig adında 5 oğlu olur. Gün gelir veledler “velespit velespit” diye tuttururlar. iyi ama bisiklet fiyatları el yakar. Halbuki bir onun için “tekerlek, sele, zincir, gidon, pedal” imali zor iş değildir, oturur âlâsını yapar.
1895’de tifüse yakalanıp ölünce oğulları işi ele alır ve büyük bir cesaretle otomobil işine soyunurlar. Gider Friedrich Lutzmann’a ait otomobil fabrikasını satın alır ve Fransız Darracq lisansı ile (1902) üretime başlarlar. (Hatırlarsanız Mercedes de zamanında daktilo ve bisiklet imal etmiştir.)
Bu arada “Hamburg Fuarı”na yeni bir tasarımla çıkar ve sadece iki yıl içinde baba ocağında (Rüsselsheim’de) kendi tesislerini kurarlar.
1906 yılına kadar bin otomobili satarlar ki o zamanın şartlarında başdöndürücü gelişmelerdir bunlar.


Doktorun otomobili!
Opel “Doktor’un Otomobili” adlı seriyle beklenmedik bir çıkış yapar (1909). O günlerde hekimler sık sık taşrayı dolanırlar. Yollar patikayı andırır, arabayı yayık gibi sallar. Yanisi şu ki tabipler beğeniyorsa o araba iş yapar. Hele diğerlerinin yarı fiyatına sunulunca... Hasılı “Opel” malını “elini öpene” satar.
1920’lerde seri üretime geçer, ufak tefek, açık tavanlı, iki koltuklu bir seriyle rekor kırarlar. Yaylanarak yürüdüğü için adı “Laubfrosch (Ağaç Kurbağası)”na çıkan bu yeşil vasıtalar kısa sürede 100 bini aşar.
1924’te tam bir milyon altın mark harcar ve seri imalata başlarlar. Maliyetlerdeki düşüş fiyatlara da akseder, 6 yıl evvel 4500 mark olan otoları 1990 marka sunarlar. Otomobil sadece zenginlere hitap eden narin, pahalı, lüks bir araç olmaktan çıkar.
1928’de % 37,5’luk piyasa payı ile Almanya’nın en büyük otomobil imalatçısı olurlar.
Bu arada motosikletleri de ilgi alanlarında tutarlar.
Torun Opel’ler istikrarlı büyümek, iktisadi anaforların tesirinde kalmamak için güçlü bir ortak arar ve General Motors Corporation’ın (GM’in) temsilcileri ile el sıkışırlar (Mart 1929) GM, hisselerin büyük bölümünü devralmasına rağmen, işlerine karışmaz, bağımsız çalışmalarına göz yumar. üstelik onlara üin, Japon ve Güney Amerika pazarlarını da açar. Artık enerjilerini finans, maliyet, satış, tahsilat gibi can sıkıcı işlere harcamaz, sadece araba üzerine kafa yorarlar. Paradan yana dertleri yoktur, sigorta işine de soyunur ve taksitli satış yaparlar. Nitekim 1930’larda Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi olurlar.
Daha o tarihlerde “RAK” (roketleme güç programını) uygular, Fritz von Opel, Berlin’deki Avus yarış pistinde, 238 km/saat’lik hıza ulaşmakta zorlanmaz.
“RAK 3” ise dünya hız rekorunu 254 km/saat’e yükseltir, ardından roket tahrikli tayyare ile başarılı uçuşlar yaparlar.


“HS” Harpten sonra
1935’de efsanevi Opel Olympia’nın üretimine başlarlar. Bu vasıta tamamen çelik, entegre gövde ve şasisi olan ve seri halinde üretilen ilk Alman aracıdır. Derken Kadett ve Kapitan ile büyük bir çıkış yakalarlar. 2,6 milyon adet bisiklet üretmiş olsalar da bu saatten sonra iki tekerle uğraşamazlar, faaliyetlerinin bu kısmını NSU’ya satarlar. Bir milyonuncu Opel yollara çıkmıştır ki Nazi rejimi “durun” der. Onları “Blitz” kamyonlar (ve muharebe uçakları için parçalar) yapmaya zorlar.
Rüsselsheim fabrikası savaş yıllarında defalarca bombalanır ve neredeyse yok olur. Harbin akabinden fabrikayı sadece iki yılda yeniler ve kaldıkları yerden işe başlarlar.
1950’de tekrar yılda 100 bin aracın üstüne çıkarlar.
1956’da 207 bin araç satmayı başarır ve % 17,6 oranında bir pazar payı koparırlar.
Talep artınca Bochum’da ikinci bir fabrika daha açar (962) ve 11 bin kişiye iş imkanı sağlarlar. Bu fabrikada üretilen Kadett, Astra çıkıncaya kadar 11 milyon satar.


üizgi dışı Opel “GT”
“1965 IAA Motorlu Araçlar Fuarı”nı gezen ziyaretçiler gözlerine inanamazlar. Kapitan tarzında arabalar bekleyen Opelseverler iki kapılı bir coupe ile karşılaşırlar ki bu alamet (Experimental GT) Orta-Avrupa’nın bilinen yüksek hacimli motorunu taşımaktadır. “Yalnızca uçmak daha heyecanlı” sloganı ile şov yapar.
Opel 1970’lere, Ascona ile mühür vururken Manta sürat severleri peşine takar. Daima yüksek performans ve düşük sarfiyat arayışı içinde olur, aerodinamik yapılı Record’lar çok tutar.

Opel logosunda bir tekerlek ve bir şimşek görürsünüz ki. Hızdan asla cayamazlar.

Rüsselsheim ve Bochum’daki fabrikalar da siparişlere yetişemez olunca Kaiserslautern’de üçüncü bir tesisi devreye sokar, Dudenhofen’de modern bir deneme merkezi açarlar.
Opel petrol krizini önceden koklar. 1978’ten itibaren yakıt tüketiminin ve egzoz emisyonlarının azaltılması hususunda çalışmalar yapar.

Maskeli marka “Vauxhall”

Bir zamanlar Alman ordusuna üretim yaptığı için “Opel” adı ingiltere’de hayırla anılmaz. Bu yüzden Britanya’da “Vauxhall” markası ile organize olur ve çok satarlar. Başlangıçta tipleri ve donanımları ayrı ise de 1980’den sonra saklanmak gereği duymaz, aynı çizgilere döner, aynı motorları kullanırlar.
Yetmez 1982’de ispanya’da (Saragossa’da) Corsa üretmeye başlarlar.
1989 yılında Rüsselsheim’daki merkez tesisinden 20 milyonuncu Opel çıkar ki bu ağır abi oturaklı bir Senator’dür.
Kadett’in yerini Opel Astra alır, Ascona’yı Vectra takip eder. Derken (1990) Calibra ile iki kapılı coupe geleneğini hatırlarlar.
Arazi araçlarında ise Japon akınlarına göğüs gerer, Frontera ile piyasa lideri olurlar. Doğu ve Batı Almanya birleşince şirket Eisenach’ta dördüncü üretim merkezini açar. 1997 yılında 1,56 milyon araç satar ve üst üste altı yıl Batı Avrupa’da piyasa lideri olurlar.
Opel o gün bu gündür yaptığı çevreci (katalitik konvertörlü), ekonomik, güvenli, yenilikçi arabalarla tanınır. Tutumlu, güçlü turboşarjlı, direkt enjeksiyonlu ve her silindirde 4 valfli dizel motorlar ile yeni üç silindirli ecotec kompakt motorları ile çığır açar.
Sonrasını biliyorsunuz işte... Tigra’lar, Astra’lar, Caravan’lar, Meriva’lar, Zafira’lar, Agila’lar, Antara’lar...
Bu arada Combo,Vivaro ve Movano ile ticari araç piyasasında da adından söz ettirmeye başlar...



Bilmiyorum daha önceden paylaşıldı mı ama ben bunu yeni okudum daha önceden başka okumuştum ama..
 
Son düzenleme:

DarkMagic

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Şub 2010
Mesajlar
3,625
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Teşekkürler..
 

DarkMagic

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Şub 2010
Mesajlar
3,625
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Opel Motorlarının Başarıları ve Tarihteki Yeri.
Opel’in motorlardaki kilometre taşları ( Alıntıdır kıymetlidir.)


… 1908 yılına kadar gittiğimizde, yarış sporunun Opel’deki seri üretime öncülük ettiğini? “33/60 hp” touring otomobil modelindeki 8.6-litrelik motor, 3 B start numaralı 7.8 litrelik dört silindirli yarış otomobiline dayanmaktaydı. 1907 Hessian “Kaiserpreisrennen” yarışında, Opel sürücüsü Carl Jörns “En İyi Alman otomobili” ödülünü kazandı. Sonuçta, Opel pistlerin yapımcısı oldu.


… Opel’in 1913’te Amiens’de düzenlenen Fransız Grand Prix yarışlarında teknolojik bir sansasyon yarattığını? Opel; dikey bir tahrik milini harekete geçiren 16 valflı ve üstten kam milli dört litrelik bir dört-silindirli motora odaklanmıştı. Motor 110 hp güç üretmekteydi ve 170 km/saat maksimum hıza sahipti. Bu Opel’i dünyanın üstten kam milini dört-valf teknolojisi ile birleştiren ilk otomobil üreticisi yapmıştı.


… Opel’in 1914’ün başlarında model tarihindeki en büyük silindir hacmine sahip motoru taşıyan bir otomobil ürettiğini? 12.3-litrelik silindir hacmine sahip “Über-Auto”, 1913 Grand Prix ödüllü otomobile dayanmaktaydı. Carl Jörns, 260 hp gücündeki “Dampfhammer” otomobili ile sayısız uluslararası etkinliklere katılmış ve 200’den fazla ödül ve kupa kazanmıştı. Jörns sonraları “Bu otomobil, gerçekten son sınırına kadar zorlamadım, ama 250 km/saat yapacak kapasitede olmalı” demiştir.


… Opel’in 1931 yılında 1.2-litrelik modeli ile ideal binek otomobilini ürettiğini? Yeni tasarlanan “son derece yumuşak” dört-silindirli motorun (3400 rpm devirde 22 hp) motor bloku dört noktadan kauçukla monte edilmişti. Üç krank mili yatağı sessiz çalışma özelliğini daha da geliştiriyordu.


… Opel Kadett başarı öyküsünün 1962 yılında başladığını? Küçük dikiş makinası lakaplı 1-litrelik, dört-silindirli ve üstten kam milli motoru (40 hp), bu hafif otomobilin saygın bir sürüş performansına ulaşmasında yardımcı olmuştu.


… 2.1 litrelik dört-silindirli turbo-dizel motora (95 hp) sahip modifiye edilmiş bir Opel GT otomobilin Haziran 1972’de 20 uluslararası rekor kırdığını? Kısa bir süre sonra, Opel Rekord D lanse edilmişti. Bu otomobilin bir test aracından türetilmiş, 60 hp gücündeki türbülans odacıklı dizel motoru,bir Opel binek otomobilinde kullanılan ilk dizel motordu.


… Opel’in 1988 yılında Kadett E GSi 16V ile motor sporlarında yeni bir devir başlatmış olduğunu? Bu otomobilin seri üretim aracının 217 km/saat hıza erişmesine yardımcı olan 2-litrelik 16V motoru (150 hp), katalitik konvertörlü ve 200 hp gücü rahatlıkla aşan son derece başarılı Formula 3 motoru için temel oluşturmuştur.


… 1992 yılında, Calibra’nın benzinli turbo motora sahip ilk Opel otomobili olduğunu? Calibra 2-litrelik bir 16V (204 hp) motora sahipti ve kalıcı bir dört-tekerlek çekişli sistem özelliğine sahipti. Bu otomobilin maksimum hızı 245 km/saatti.


… 2000 ilkbaharında, tamamen yeniden geliştirilen 2.2-litrelik bir dört-valflı benzinli motorun seri üretimine Astra Coupé’de başlandığını? 16V motor, alaşımlı silindir başlıklara ve motor karterine sahip dört-silindirli ECOTEC kuşağının ilk Avrupa versiyonuydu. Bu motor, 147 hp güç üretiyordu ve ilk kez 2005 yılında yürürlüğe konan sıkı Euro 4 emisyon standardının gereksinimlerini daha o zaman karşılamaktaydı.


… Opel’in yakıt-hücresi konsepti olan HydroGen1’in, 2001 yılında 11 uluslararası rekoru kırdığını? Saf hidrojenle çalışan Zafira, Arizona çölündeki 24-saatlik test maratonunda 1386.906 kilometre kat etmişti. … Opel’in 2001 yılından beri geçerli olan monovalentplus konsepti ile yeni bir ilke imza attığını? 1.6-litrelik, düşük emisyonlu motor doğal gazla çalışmak üzere optimize edilmiş ve günümüzde Zafira CNG ile Combo CNG otomobillerin olağanüstü düşük çalıştırma maliyetlerine ulaşmalarında yardımcı olmuştur.


… Opel’in 2003 yılında Corsa versiyonunda yenilikçi TWINPORT teknolojisine sahip iki yeni benzinli motoru (1.0 ve 1.4-litre) piyasaya sunduğunu? Yakıt tasarrufları yüzde 23’e varmıştı. 1.3 CDTI ECOTEC motor da Corsa’da lanse edilmişti. Yenilikçi çoklu-enjeksiyon sistemleri sayesinde, dünyanın bu en küçük dört-silindirli common-rail turbo-dizel motoru 100 kilometrede sadece 4.5 litre dizel yakıtı kullanımını gerektirmektedir.


… Kasım 2003’te, Opel’in yenilikçi TWINTURBO teknolojisine sahip bir dizel binek otomobili açısından bir dünya rekoru kırdığını? Mühendisler ilk kez dizel binek otomobilinde iki aşamalı bir turboşarj ünitesi yapmayı başarmışlardı. 212 hp gücündeki 1.9-litrelik bir CDTI TWINTURBO motorunun günlük kullanıma uygun Vectra OPC konsept otomobilinde kullanılmış olduğunu. 112 hp motorun litre başına verimi bir dizel motor için en üst düzeyi oluşturmuştur

(alıntıdır)
 

DarkMagic

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Şub 2010
Mesajlar
3,625
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Bu sayfada opelle ilgili böyle yazılar paylaşalım arkadaşlar..Başarıları yada başarısızlıkları vs.



Opelin tarihçesi;

Adam Opel 1862'de zanaat işini endüstriyel bir hale dönüştürdü. Dikiş makinesi ve bisiklet radikal yeni icatlardı ve Opel böyle başladı - devrim yaratan makineler üreterek.

Yüzyılın sonunda bir başka devrim yaratan makine ortaya çıktı - otomobil. Daha 20. yüzyıl başlamadan, 1899'da, Opel'in bir otomobil fabrikası vardı.

Fabrika Almanya'nın Anhalt eyaletindeydi ve Friedrich Lutzmann'a aitti. Opel kardeşler (Adam'ın oğulları), Rüsselsheim'daki otomobil üretim tesisini kurarken iki yıl boyunca Lutzmann ile ortak çalıştılar.

1901'de Opel, Lutzmann'dan ayrıldı ve 1902'de lisanslı olarak Fransız Darracq modellerini üretmeye ve Opel-Darracq markası altında pazarlamaya başladı.

Opel kardeşler aynı zamanda otomobilleri daha güvenilir ve ekonomik hale getirmek için kendi tasarımları üzerinde çalışıyorlardı. 1902 sonbaharında, ilk tasarımları olan 10/ 12 hp modeli Hamburg Motor Show'da piyasaya sunuldu.

"Halkın motorlu araç sahibi olmasını" daha verimli olarak teşvik etmek amacıyla şirket, 1901'de ürünlerine motorsikletleri de ekledi. İlk Opel kamyonlar ise 1899'da üretilmeye başlanmıştı bile.

Daha sonraki yıllarda gelen başarıların da gösterdiği gibi, genç otomobil şirketi doğru yolda idi. 1906'da, otomobil pazarının bu yeni üreticisi 1000. aracını üretmişti ve işleri hızla gelişiyordu.

Büyük hamle 1909'da, "Doktor'un Otomobili" olarak bilinen Opel 4/ 8 hp modeli ile geldi. Güvenilirliği ve sağlamlığı herkesten önce, o zamanlar ziyaretleri için pek çok taşra yolculuğu yapan doktorlar tarafından beğenildi, çünkü sert zeminli yollar yüzyılın başında sık rastlanan bir özellik değildi.

3950 DM'lık fiyatıyla efsanevi "Doktor'un Otomobili" o günün lüks modellerinin yarısı kadar tutuyordu. Sektördeki 10. ve yeni yüzyılın 9. yılında Opel, halkın büyük bir çoğunluğunu motorlu araç sahibi yapmak yolunda dev bir adım atmıştı.

Yenilikçi üretim sistemleri ile birlikte bu modelin başarısı, Opel'in 1914'de rakiplerinin önüne geçmesini ve Almanya'daki en büyük motorlu araç üreticisi olmasını sağladı.

1924'de Opel, bir milyon marklık bir yatırımla Almanya'da ilk seri üretim hattını kuran şirket oldu. Bu yepyeni üretim şekli Opel müşterilerine pek çok avantaj sağladı. Yeni üretim hattında ilk üretilen model "Laubfrosch" veya "Ağaç Kurbağası" (Opel 4/ 12 hp) idi. Artan üretim hacmi ile yoğun talebin yarattığı, üretim giderlerindeki düşüş sayesinde zaten normal bir düzeyde olan fiyatlar altı yıl içinde 4500 marktan sadece 1990 marka indi.

Ülke genelindeki enflasyona rağmen, Opel, otomobilleri ekonomik hale getirecek bir adım daha atmıştı. Otomobil artık sadece zenginlere hitap eden narin ve pahalı bir lüks olmaktan çıkmış, herkes için sorunsuz ve güvenilir bir taşıma aracı haline geliyordu.

Satılan 42,771 otomobil ve % 37.5'lik pazar payı ile Opel 1928'de yine Almanya'daki en büyük otomobil üreticisi idi.

Başarılarının çoğu yenilikçi satış yaklaşımından kaynaklanıyordu. 1929 yazının başında Opel, bir sigorta şirketi ve taksitli satışları finanse eden bir şirket kuran ilk otomotiv şirketi oldu.

Yine bu sıralarda Opel, öncü RAK roket tepkime programları ile oldukça ilgi çekti. Bu programda karada rekorlar kıran RAK 2 ve 3 denemeleri ve RAK 1 Friedrich uçağı ile yapılan başarılı bir uçuş yer alıyordu.

Ekonomik kriz nedeniyle 1920'lerin sonuna doğru Opel kardeşler güçlü bir ortak aramaya başladılar. 1929 Mart'ında Adam Opel'in oğulları General Motors Şirketinin (GM) temsilcileri ile bir anlaşmaya vardılar. Dünyanın bu en büyük otomobil üreticisi hisselerin çoğunluğunu devraldı, fakat Opel'i her konuda bağımsız bıraktı.

Artık tüm faaliyetler "temel iş" olan otomobil üretimine odaklanmıştı. Opel, sadece mevcut pazar pozisyonunu sağlamlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda pazarını genişletmeyi de başardı.

1930'ların ortalarında şirket Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisiydi. 1935'de Opel ilk defa bir yıl içinde - Brandenburg'daki yeni tesislerinde üretilen 25,000 adet Blitz kamyonet dahil - 100,000 araç üretti.

Aynı yıl efsanevi Opel Olympia üretildi. Bu, komple çelik entegre bir kaporta ve şasiye sahip olan ilk seri üretim Alman otomobiliydi.

Bütün bunlar yaşanırken Opel uluslararası satış başarıları elde ediyordu. GM ile olan bağlantı, dünya pazarına daha iyi ulaşabilmesini sağlıyordu. Japonya'da, Çin'de ve Güney Amerika'daki çeşitli ülkelerde yeni merkezler kuruluyordu.

Bu sıralarda bisikletlerin üretim kapasitesi, yolcu otomobillerine sürekli artan talep dolayısıyla düşürülmüştü. Sonunda 1937'de Opel işinin bu bölümünü NSU'ya sattı. O zamana kadar Opel toplam olarak 2,6 milyon adet bisiklet üretmişti.

Savaş sonrası ilk Opel, 1.5 tonluk bir Blitz kamyon, fabrikadan 1946'da çıktı. Yolcu otomobili üretimi, savaş öncesi Opel Olympia modelinin yeni bir versiyonu ile 1947'de tekrar başladı.

1950'ye kadar tesis tamamen onarılmıştı, ve üç yıl sonra, yıllık üretim yine 100,000 aracın üzerine çıktı.

1956'da Opel 207,010 araç satarak % 17.6'lık bir pazar payına ulaştı. Aynı yıl, iki milyonuncu Opel üretildi. Yıldönümünü kutlama modeli olan tam genişlikteki kaportasıyla pastel renkli Kapitan'ın altın kaplı aksesuarları vardı ve pek çok sergide olağanüstü ilgi çekti.

Şirketin kuruluşunun 100. yılı olan 1962'de Adam Opel AG Bochum'da ikinci bir tesis açtı. Yeni Kadett oradaki üretim hattından "Yeni bir tesisten yeni bir otomobil" sloganıyla çıktı.

Sayıları gittikçe artan spor otomobil meraklılarına çekici bir model sunabilmek için şirket 1960'ların ortalarında bir coupe geliştirdi. GT sayesinde Opel, özellikle dinamik otomobilerin üreticisi olarak ününü pekiştirdi.

1972'de yine bir iş rekoru kırıldı: % 20.4'lük pazar payıyla şirket yine Almanya'nın en büyük otomobil üreticisi olmuştu.

1970'lerin sonunda Opel, ilk petrol krizi ve değişen müşteri beklentileri ile bir sonraki on yılın taleplerini karşılayacak tamamen yeni bir model geliştirdi.

İnsanlar yüksek performansla düşük yakıt tüketimini birleştiren otomobillerin arayışı içindeydi. Aerodinamik şekilli Rekord E bu yeni felsefeyi sundu ve halkın genelinden olumlu bir tepki aldı.

Avrupa'daki üretimi daha da artırmak için şirket 1982'de İspanya'da, Zaragoza'da ek bir tesis açtı.Orada üretilen Corsa sub-compact, kısa zamanda kendi pazarında en çok satan otomobil haline geldi.

Bir yıl sonra şirket Rüsselsheim'daki geleneksel merkez tesislerinde bir Senator modelinin - 1899'da otomobil üretiminin başlamasından bu yana 20 milyonuncu Opel'in - üretimini kutladı. 1980'lerin ortalarında yakıt tüketiminde azalmaların yanında egzos emisyonlarının da optimize olması gündeme geldi. Opel bu konuda da hemen faaliyete geçti.

Opel, katalitik konvertörlü modeller serisi sunan ilk Alman üretici idi. Aynı zamanda Nisan 1989'da, bu egzos emisyon kontrol donanımını tüm modellerinde standart olarak sunan Avrupa'daki ilk üretici oldu.

Bugün, modellerinin yakıt tüketiminin daha da azaltılması ve egzos emisyonlarının sürekli olarak düşürülmesi, hala şirketin çevreye olan çok yönlü taahhütünün en önemli hedefleri arasındadır.

Opel 1978'den bu yana modellerinin ortalama yakıt tüketimini 7.03 litreye düşürerek %28 azaltmayı başardı ve halen % 25 daha düşük düzeye indirme çalışmalarına devam ediyor.

Bu yolda elde ettiği önemli başarılardan bazıları, yaratıcılık ürünü olan ECOTEC güç birimleri, özellikle tutumlu ve güçlü turboşarjlı, direkt enjeksiyonlu ve her silindirde 4 valfli dizel motorlar ile Corsa modelinin yeni üç silindirli ECOTEC kompakt motorudur.

Tüm Opel modellerinin çevre yükünü azaltan bu sürekli gelişmelerin yanı sıra Opel'in teknik uzmanları güvenlik donanımını mükemmelleştirmek için çalışmaktadırlar.

Burada Opel yine bir öncüdür. 1991'de, Kadett'in yeni nesli Astra, yan darbe koruması, koltuklarda kaydırmaz koltuk destek rampaları ve emniyet kemer gergileri ile Opel Güvenlik Sistemi'ne sahip oldu.

1995'den bu yana tüm modeller standart olarak sürücü ve ön yolcu için tam boy hava yastığı ile donatıldı. Şiddetli ön darbelerde ayak ve bacak yaralanmalarını azaltan Pedal Gevşeme Sistemi ile yeni hibrid hava yastığı ilk olarak yeni Vectra'da kullanıldı.

Bu benzeri görülmemiş güvenlik faaliyetinin sonucu nedir? Tüm modeller, diğer özelliklerinin yanında sürücü ve ön yolcu için hava yastığı, koltuklara entegre yan hava yastıkları ve piroteknik emniyet kemer gergileri ile donatılmıştır.

Yıldönümü yılında Opel, rastlanabilecek en yaratıcı ve geniş model yelpazesini sunuyor.

Gelecekte, Rüsselsheim'daki Uluslararası Teknik Geliştirme Merkezi (ITDC), ileri Opel Üretim Sistemi kullanılarak tüm dünyada üretilecek olan, göze çarpan güvenlik donanımına ve mükemmel çevre duyarlılığına sahip ekonomik otomobiller tasarlamaya devam edecektir.

Yeni çözümler Opel ürünlerinin rekabetteki avantajlarını yine artıracaktır (örneğin, hücre-yakıt teknolojisi gibi ultra modern sürüş kavramları ve yepyeni araç çeşitleri).

Araç telematiğindeki gelişmeler trafik yoğunluğunun neden olduğu gereksiz yakıt tüketimini ve tehlikeleri önlemekte yardımcı olacak ve sürücülüğü daha güvenli ve zevkli bir hale getirecektir.


Kaynak:Opel TÜRKİYE Web Sitesi
 
Son düzenleme:

cedoo

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
3 Nis 2010
Mesajlar
1,783
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Siteyi ziyaret et
abi hepsi süperde bu katalitik konvertör ü icad etmeseler olmayacakmıymış neye yarar bu meret masraftan başka yaw....
 

savas

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
20 Mar 2008
Mesajlar
446
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Siteyi ziyaret et
bilgiler için teşekkür ederim.

sadece dikkatimi çeken kadet in yerine devamı omega değil astradır.rekord un devamı omegadır.
 
Üst