Son 41 yılın en öldürücü küresel salgını

mustafagokay

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
1,119
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
41
Siteyi ziyaret et
Son 41 yılın en öldürücü küresel salgını domuz gribi, hızla yayılmaya devam ederken Türkiye, ikinci dalgaya hazırlanıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ölümcül gribin önümüzdeki kış dünyada 2 milyar insana (her 3 kişiden birine) bulaşacağını duyururken, Sağlık Bakanı Recep Akdağ virüsün aralıktan itibaren çok hızlı yayılacağı uyarısında bulundu. Bakan, salgından kaçısın olmadığına dikkat çekti: "2010'da Domuz Gribi Yılı olacağını söylemek abartı olmaz. Kitlesel ölümler yaşanacak. Paniğe kapılmadan tedbirimizi almalıyız.

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan ise ikinci dalganın süresini açıkladı: "Belirtileri aynı olan mevsimsel grip daha çok aralık ayında başlıyor ve nisana kadar devam ediyor." Buzgan, mevsimsel grip asısı ile A/H1N1 asısının birlikte yapılmasında bir sakınca olmadığını da vurguladı.

Türkiye'de 21 milyon kişi hastalanacak, 5 bin kişi hayatını kaybedecek. Ası yapılması ve salgını önlemeye yönelik tedbirlerin sonuç vermesini içeren ikinci senaryoya göre ise 1,8 milyon kişi hastalanacak, sadece 400 kişi ölecek.

" Domuz gribine karsı basit tedbirler alınabileceğini ifade ederken espriyle karışık tavsiyelerde bulundu: "Temas etmeden merhabalaşın. Elinizi göğsünüze götürerek' eyvallah' deyin. Kendinizi ve çocuğunuzu kötü hissediyorsanız hastaneye başvurun."


Arkadaşlar, küresel tehdit kapımıza dayandı.

Söylemler ve rakamlar oldukça korkutucu,

Kişisel olarak aldığınız bir önlem var mı ?
 

blackout_vectra

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
26 May 2009
Mesajlar
392
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
senaryo yazıcaklarına(şu kadar kişi ölecek bilmem ne)herkesi aşılasınlar o zaman??
25 milyon aşı alıcaklarına,alsınlar 100 milyon aşı herkesi aşılasınlar,bıraksınlar tellallığı
 

topuz

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
102
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Arkadaşlar, öncelikle alınması gereken önlemler çeşitli kurumlar aracılığı ile kamuoyuna duyruluyor. Alınacak önlemlerin başında, hijyen kuralalrına uymak geliyor. Ancak burada yapılmak istenen şey, insanları korkutarak bol aşı satın alınmasını sağlamak gibi geliyor bana. Yoksa insanlar başka nedenlerden de her gün ölüyor.
 

eskikasa

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
7,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Siteyi ziyaret et
aşıların eczane vs.lerde satılmayacağı, devlet tarafından yapılacağı açıklandı zaten. niye reklama ihtiyaç duysunlar ki..
 

HK

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
15 Eyl 2007
Mesajlar
2,727
Tepki puanı
0
Puanları
36
www.kacagidiyo.com.tr
çocukların çantalarına antibakteriyel ıslak mendil ve susuz el temizleme jeli aldım.söyelenen dönemlerde ise diğer insanlarla paylaştıkları alanlarda metro otobüs v.s gibi yerlerde maske takdırmaya çalışacağım.
 

eskikasa

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
7,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Siteyi ziyaret et
H1N1'de en kötü senaryo: 5 bin 300 ölü

Sonbaharın gelmesiyle birlikte, Türkiye açısından uykuda olan domuz gribinin salgına dönüşmesi bekleniyor. Sağlık Bakanlığı da en kötü senaryoyu hazırladı ve müsteşar yardımcısı Canlı Gaste’ye anlattı.

091009-asihaber.widec.jpg
İlişkili fotoğrafları göster
icon_interactive.gif
İNTERAKTİF HARİTA
[URL="http://cm.ntvmsnbc.com/dl/domuzgribiharitasi/default.html"][/URL]Domuz gribinde son durumu, interaktif dünya haritasından takip edin...




İlgili Haberler

17 Ağustos depreminin üzerinden 10 yıl geçti
TIR otobüs yolcularına çarptı: 6 ölü
Filipinler'de sel felaketi: En az 160 ölü
3. Köprü, Karadeniz Sahil Yolu'nu mu bekliyor?





Güncelleme: 23:22 TSİ 09 Ekim. 2009 Cuma

ANKARA - Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de domuz gribiyle ilgili alarm zilleri çalıyor. Türkiye'deki 'en kötü senaryo' göre, aşı yapılmazsa 5 bin 300, yapılırsa 400 kişi hayatını kaybedecek.
Mevsimin salgını kolaylaştıracağı hesabı ile okulların kapatılmasının da gündeme gelebileceği belirtilirken, korunmanın tek yolu olan aşı ile ilgili de akıllarda bazı sorular var.

Aşı geldi mi, nerede yapılacak, duyuru yapılacak mı, kuyruklar nasıl önlenecek, parası olan olmayan?.. Bu ve benzeri soruların yanıtlarını, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan Canlı Gaste'de verdi:
Dünya Sağlık Örgütü ile tüm otoritelerin konuyla ilgili önemli uyarıları vardı. Farkındalık yaratmamız ve işi ciddiye almamız gerekiyor. Hastalık hafif seyrediyor ama mevsim itibarıyla ağırlaşması mümkün.
Haberin devamı ↓ reklam


DSÖ ve beraberindeki iki merkezin önemli çalışmaları, tecrübe sahibi ülkelerin hazırladığı rakamlar bize ulaşıyor. Biz de bunlara göre bazı senaryolar hazırladık.
Buna göre, insanların yüzde 30’u 4 aylık süre içerisinde hastalanıyor. Risk gruplarına yönelik çeşitli tahminler var. Matematiksel modellemeler yapılıyor. Bu şu andaki seyir itibarıyla hazırlanmış bir şey; daha kötüsü de olabilir.
"TÜRKİYE'DE VAKA SAYISI AZ"
Bir gerçek daha var ki Türkiye’de hastaneye yatan vaka sayısı diğer ülkeler göre az. Kaybettiğimiz vaka da olmadı; yani ölüm olmaması iyi.
Biz tedbirleri erken aldık; sınır girişlerinde örneğin. Tepki de aldık ama önemli bir yaz dönemi kazandık. Okullar da kapalıydı ve iyi bir hazırlık dönemi yakaladık. Belirttiğim gibi hasta sayımız az.
"HERKESE YETECEK AŞI YOK"
Üretimine bakıldığında dünyada herkese yetecek aşı yok. 2009 yılı içerisinde ve 2010’un ocak ve Şubat’ını da ekleyerek aşılamalar yapılacak. Ekim ayı içerisinde ilk aşı gelecek. Risk grupları belli. 3 ülkeden; Kanada, İtalta, Fransa’dan aşı alındı.
İlk kimlere yapılacak derseniz, ayakta olması gereken sağlık personeline, ilk 3 ayını geçirmiş gebelere, küçük çocuklara ve kronik hastalığı olanlara. 24 yaşına kadar olan tüm nüfusu da aşılayacağız; çünkü genç nüfusta daha hızlı yaylıyor. Asker ve polis gibi kritik kamu görevlileri de aşılanacak. Amaç tüm ülkeyi aşılamak değil ama nüfusun aşağı yukarı yarısı aşılanacak.
Amaç, kritik hizmetlerin yürütülmesini sağlamak, hastalığın okul ve toplu yaşam yerlerinde yayılımını önlemek.
Aşının yan etkisi az ve tölare edilebir boyutta. Normal grip aşısından farklı olmadığı yönünde bulgular var. Yeni bir şey beklemiyoruz ama yeni bir aşı olduğu için takip edeceğiz.
"AŞI İÇİN PARA ALINMAYACAK"
Aşı olacak kişiler bunun için para ödemeleyecek; bütçeden karşılanacak. Yaklaşık olarak 500 milyon TL’nin ayrıldı bu iş için.
Aşılar hayvanlar üzerinde ve laboratuvar ortamında testlerden geçiyor. Gönüllü insanlar üzerinde de deneniyor ve ruhsatlar alınıyor. Önemli kurumlar da aşıyı kontrol ediyor, biz de ülkemizde kontrol ediyoruz.
Bilim Kurulu, kimlerin önce aşı olacağını belirlenmiş durumda. Duyurular yapacağız. Okul, sağlık ve kamu personalinin aşı olması kolay olacak biz gideceğiz onlara. Kronik hastraların kayıtları var ve onlara da ulaşacağız. Ulaşamazsak evlere giderek aşılama yapacağız. Aşılama konusunda birçok Avrupa ülkesinden iyi durumdayız.
"OKULLAR TATİL EDİLEBİLİR"
Salgın nedeniyle okullar kapanma noktasına gelebilir. Çabuk yayılmaz ise, tatil edilmeden de bitirmek mümkün ama bölgesel olarak önlemler alınabilir. Ara tatili uzatmak da bir çözümdür.
Salgın kapımızda ve hastalıktan korunma dönemini yaşıyoruz. Elleri yıkamak çok önemli. Genel hijyen kuralları önemli. Hastalık belirtisi varsa doktora başvurulmalı. Salgın döneminde bazı isteklerimiz olacak ve duyurular yapılacak.
Aşıyı temin ediyor ve tedbirleri alıyoruz. İşi ciddiye almak lazım. Sosyal yaşantıda kısıntılar olabilir; maçlar, tiyatro ve sinema etkinlikleri iptal edilebilir.
 

RespecT

Editör
Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
3,105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siteyi ziyaret et
Yüksek tehdit altında bulunan kişilerdenim malesef.Hastalardan alınan kanların birçoğu bakım ve onarımını yaptığımız cihazlarda analiz ediliyor ve bugüne dek olduğu gibi bolbol el yıkama ve eldivenli çalışma dışında şimdilik tedbirimiz yok.Sağlık bakanlığına firma olarak talepte bulunmalarını konuştuk firmamızla ancak bakalım.
--------------------------------------------------------------------------------
Hastanelerde çamaşır suyu (sodyum hipoklorit) yüzey ve ekipman dezenfektanı olarak kullanılır, antiseptik olarak kullanılması daha seyrektir. Ticari olarak satılan çamaşır sularındaki sodyum hipoklorit konsantrasyonu %5 (50,000 ppm) ’dir. Çeşitli
kaynaklar gözden geçirildiğinde çamaşır suyunun konsantrasyon ve temas süresi çok değişmekle birlikte, vejetatif bakteriler için 100 ppm (1/500 sulandırım) -10 dakika, M.tuberculosis ve sporlu bakteriler için 1000 ppm (1/50 sulandırım)- 10 dakika temas süreleri gerekmektedir. Balgam, kan gibi organik maddelerin varlığında bu bakteriler için önerilen çamaşır suyu konsantrasyonu 10 kat daha fazla yoğun hazırlanmalıdır. Virüsler (HIV, Hepatit B ) kan, serum gibi organik maddeler ile zengin bir ortamda bulundukları için önerilen konsantrasyon 5000 ppm (1/10 sulandırım) - 10 dakika, mantarlar cinslerine göre çok farklılık göstermektedirler, Aspergillus niger için 100 ppm – 60 dakika diğerleri için ise 100 ppm –5 dakika. Protozoonlar için ise 100 ppm – 90 dakika temas süresi yeterli olduğu bildirilmiştir.

-alıntıdır-
---------------------------------------------------------------------------------

Hanımlarımızın , annelerimizin çamaşır suyu kullanırken bazen karışım oranlarında yanılabildiklerini söyleyebilirim.Alıntı metinde belirtildiği gibi bu oranların altına düşmemek ve zehirlenme riskine karşıda oranların fazlaca üstüne çıkmamak gerekiyor.
Ayrıca laboratuvarlarda kullanılan Antiseptik ( el dezenfaktanı) kullanmak ta bir çok tehlike için bir tedbir.Birçok eczane yada medikal sarf malzemecilerde 5-10 Tl den fazla değildir. H1N1 virüsünü ne kadar bertaraf edebilir bilemiyorum ama sonuçta kolayda erişilebilecek tedbir araçları.
Yeri gelmişken halk arasında Alkolün temizleme etkisinden dolayı virüs ve bakterileri yokettiği gibi fikirler var ancak Alkol bakterileri Fixe eder ve hareket etme kabiliyetlerini
etkiler kullanım amaçları bire bir aynı olmasada bir çamaşır suyu gibi değildir.

Bir nebze yardımcı olabildi isem ne mutlu.
 
Üst